Öğretmen Olmaya İlk Kararı Verişim

0
4502

Anadolu Liselerinin 7 yıl olduğu dönemdeki şanslı nesilden olduğumu düşünüyorum. Bunun artıları kadar eksilerini de yaşadım maalesef. Sınıfların başarılı olması sürekli olarak öğretmenlerin hazırladıkları sınav seviyelerinin de yükselmesine sebep oluyordu. Bundan dolayı düz ortaokullarda veya liselerde okuyan tüm arkadaşlarımızın çok daha basit sınavlardan aldıkları ortalama puanlar hep bizim üstümüzde olurdu. Ve bölüme geçişler de yine not ortalamasına göre olduğu için sayısalı seven ben, bir sayısalcı olamadım. Yani asıl hedefim olan Bilgisayar Mühendisliğinden uzaklaşarak ikinci bir tercihte bulunmak zorunda kaldım. Lisede iken dil bölümünü seçerek öğretmenlik düşüncemi daha da somutlaştırmış oldum. İlk defa öğretmenlik düşüncesinin zihnimde ne zaman oluştuğunu ise diğer paragrafta açıklayacağım 🙂

İşte başlıyoruz… Mezun olduğum Anadolu Lisesi bize son senemizde 7 yıl boyunca yaptığımız mesleki tercihleri göstermişti. Doldurduğum formlarda hazırlıktan hemen sonra yani orta 1’de (yeni nesil bunu 6. sınıf olarak düşünsün) ilk kez öğretmenlik mesleğini düşündüğümü yazdığımı gördüm. Ve takip eden her sene yine öğretmenlik mesleğini yazmıştım. Dolayısıyla benim için öğretmenlik mesleği sadece son sene alelacele verilmiş bir karar değildi…

Öğrencilik yıllarımda en büyük gözlemim hep öğretmenlerim üstüne oldu. Tüm öğretmenlerimin tek tek öğrencilere yaklaşımlarını, ders anlatım tarzlarını, sorunlar yaşandığında geliştirdikleri çözümleri yani özetle öğretmenliği icra edişlerini büyük bir dikkatle inceledim. İyi ve kötü öğretmen modellerinin çok sık bir araya geldiği öğrencilik yıllarım boyunca hep ileride bir gün ben nasıl bir öğretmen olurumu düşündüm. Ve o yıllarda yaşadıklarım bugün bir öğretmen olarak en büyük rehberim oldu.

Gelelim öğretmenliği en ciddi şekilde düşündüğüm ve ömrümün sonuna kadar bu ünvanı taşımaya karar verdiğim günlere… Bu mesleğe beni çeken birkaç sebep vardı. Bunları tek tek sıralayayım

  1. Öğretmenlik mesleğinin gerçekten kutsal bir meslek oluşu ve yeni nesillerin dokunduğu tezgahta yer almak düşüncesi.
  2. Öğrenciliğimde beni birçok haksızlığa uğratan öğretmenlerim gibi olmamak ve öğrencilerle geçecek bir hayatın bana cazip gelmesi
  3. Yıllarca çalıştığım İngilizceyi unutmak istememem ve bu dili iyi öğretebileceğime olan inancım
  4. Yaz aylarında esnaf olarak çalıştığım için o yıllarda hayata dair aldığım çok sayıda ders ve bunların bir neticesi olarak öğretmenliğin bana daha uygun olduğunu düşünmem.
  5. Bu maddede büyük bir itirafta bulunacağım 🙂 Hazır mısınız? 🙂 Öğretmenlerin yaz, kış ve bayram tatillerinin uzun olması da beni çeken sebeplerden biriydi. Bundan dolayı hiçbir zaman pişman olmadım…
  6. Dil eğitimine farklı bakış açıları ve teknikler kazandırabileceğimi düşünmem.

İşte ortaokul sıralarında oluşmaya başlayan öğretmenlik fikrim bu detaylarla biraraya gelerek somut bir şekle büründü. Ve bugünlerde severek icra ettiğim mesleğim halini aldı…

Önceki İçerikSayılarla Ben
Sonraki İçerikDünden Bugünlere Web Yolculuğum
2002 yılından beri çeşitli okullarda, dil kurslarında ve internet ortamında İngilizce eğitimi vermektedir. Bununla birlikte Youtube'da ve İngilizce Video'da hazırladığı video dersleri tüm Türkiye ile paylaşmaktadır. Bugüne kadar beş milyonu aşkın izlenme oranı ile bu alanda dikkat çeken ingilizce öğretmenleri arasına girmiştir. Şu anda Türkiye'nin en büyük dil setlerinin hazırlıkları ile zamanının çoğunu geçiren Nurullah Öktem, boş zamanlarında da dil eğitim teknikleri üzerine araştırmalar yapmaktadır. Bu konuda bilgilerini güncellemek ve geliştirmek adına İngiltere'de iki farklı eğitim programına katılmıştır. Çeşitli seminerlerde dil eğitimi üzerine konuşmacı olarak görev almıştır. En büyük hedefi ve hayali şu an hazırlıklarını yapmakta olduğu Türkiye'nin en büyük dil setinin bir an önce tamamlanmasıdır.